Objective: Recently, visual and written media broadcasts that it is useless to administer statins and about their significant side effects. We aimed to investigate the affecting factors of patient compliance with statin therapy according to recent guidelines, especially influence of the media. Methods: In this study we included 286 patients consisting of either receiving statin therapy or newly diagnosed with hyperlipidemia in family medicine out-patient clinics or patients who have discontinued their antihyperlipidemic therapy. Demographical characteristics, clinical features and lipid levels were recorded. Study was carried out in line with the 2011 European Cardiology Society Guidelines on the Management of Dyslipidemias. Results: It was found that statin treatment was previously started for 76.2% (n=218/286) of the patients with a diagnosis of dyslipidemia. 54.1% (s=118/218) of these patients stopped to take statin within last five years. We found that only 36.6% of the patients taking lipid lowering drugs reached target low density lipoprotein cholesterol levels and 52.9% of hyperlipidemic patients discontinued their statin therapy because of the media’s influence. And also, 93.8% of patients refused the statin therapy due to negative news from media when lipid-lowering drug therapy was again proposed in patients with indication. Conclusion: This study was important to show the rate of persistence and compliance with statin therapy among hyperlipidemic patients. Our results showed that a significant proportion of patients discontinue or refuse therapy because of visual and written media
Keywords: Hyperlipidemias,mass media, statins, patient non-adherenceAmaç: Son dönemlerde görsel ve yazılı medya aracılığıyla statin grubu ilaç kullanımının gereksiz olduğuna ya da yan etkilerinin bulunduğuna yönelik tartışmalar yaşanmaktadır. Çalışmamızda, güncel kılavuzların önerdiği biçimde statin tedavisi kullanma endikasyonu bulunan hastalarda, tedavi uyumuna medyanın etkisinin araştırılması amaçlandı. Yöntem: Statin tedavisi kullanmakta olan hastalar, tedaviyi bırakmış olan hastalar ve aile hekimliği polikliniğinde ilk kez dislipidemi tanısı konulup statin tedavisi endikasyonu olan hastalar çalışma grubunu oluşturdu. Çalışmaya 286 hasta dahil edildi. Hastaların demografik ve klinik özellikleri, kardiyovasküler hastalık risk faktörleri, başvuru esnasındaki lipid düzeyleri belirlendi. Çalışma Avrupa Kardiyoloji Derneği 2011 Dislipidemi Tedavi Kılavuzunun önerileri doğrultusunda yürütüldü. Bulgular: Hastaların %76,2’sine (s=218/286) daha önceden dislipidemi tanısı ile statin tedavisi başlandığı saptandı. Daha önce statin başlanan hastaların %54,1’i (s=118/218) son beş yıl içerisinde ilaç kullanmayı bırakmıştı. Lipid düşürücü ilaç kullanmaya devam eden hastaların sadece %36,6’sının hedef LDL değerlerine ulaştığı tespit edildi. Daha önce başlanmış olan statin tedavisini bırakan hastaların %52,9’u tedaviyi, statinler ile ilgili olarak medyada yer alan olumsuz haberlerden etkilendikleri için bırakmıştı. Endikasyonu olanlara önerilen lipid düşürücü ilaç tedavisini reddeden hastaların %93,8’inin yine medyada çıkan haberleri gerekçe gösterdiği gözlendi. Sonuç: Bu çalışma statin kullanan ve kullanması gereken hastaların tedaviye devamlılığını ve uyumunu göstermesi bakımından önemlidir. Çalışmamız, daha önce reçete edilen ancak tedaviyi bırakan ve tedavi başlanmasını kabul etmeyen hastaların çok önemli bir kısmında yazılı ya da görsel medyanın olumsuz etkilerinin bulunduğunu göstermiştir.
Anahtar Kelimeler: Hiperlipidemiler, kitlesel medya, statinler, hasta uyumsuzluğu