Objective: In the fight against COVID-19, each country has determined different strategies to combat the epidemic, considering factors such as facilities, health infrastructure systems, and social characteristics. Within the scope of the epidemic management strategy implemented in our country, quarantine was initiated after the field teams reached the COVID-19 cases and their contacts and made the necessary evaluations. Our study aimed to compare the effects of age, gender, contact environment, symptoms, and degree of closeness variables on the transformation into positive COVID-19 cases.
Methods: During the 9-month study period between March 20 and December 20, 2020, people who were in contact with COVID-19 cases and whose contact follow-up was initiated by field teams in Gaziemir District of İzmir province were examined. Those who became positive while in isolation were determined among these quarantine contacts. Permission was obtained from the Scientific Research Platform of the Ministry of Health. The ethics committee approval was then obtained from the Clinical Research Ethics Committee of the University of Health Sciences (HSU) Tepecik Education and Research Hospital with the decision number 2021/01-08, dated 25.01.2021.
Results: A total of 14,668 contacts were included in the study. Of these, 2,841 (19.4%) became positive cases during follow-up. Among the contact individuals, 1,544 (20.2%) women and 1,297 (18.5%) men turned into positive cases. Separately for each symptom, contact symptoms significantly affect the conversion to being positive. Individuals who had contact with a positive case in compulsory common areas such as workplaces, schools, barracks, dormitories, prisons, and nursing homes turned into positive cases at a rate of 2.63 times more than individuals who came into contact with them in other settings. Age has a significant effect on the incidence of contacts. It was determined that as the age of the contacts increased, they turned into positive cases at higher rates.
Conclusion: We have concluded that the age, gender, contact environment, and proximity to the 60 COVID-19 positive cases affect these individuals in becoming positive cases. Therefore, identifying these features will help us understand the transmission characteristics and spread dynamics of the COVID-19 disease.
Amaç: COVID-19 pandemisiyle mücadelede her ülke, kendi olanakları, sağlık altyapısı, toplumsal özellikleri gibi değişik faktörleri göz önünde bulundurarak salgınla mücadelede farklı stratejiler belirlemiştir. Ülkemizde uygulanan salgın yönetim stratejisi kapsamında saha ekipleri evde takip edilen COVID-19 olguları ve temaslılarına adreslerinde ulaşıp, gereken değerlendirmeleri yaptıktan sonra karantina uygulaması başlatılmaktadır. Çalışmamızda, karantina başlatılan COVID-19 temaslılarına ait yaş, cinsiyet, temas ortamı, semptom ve yakınlık derecesi değişkenlerinin pozitif olguya dönüşme üzerindeki etkilerini karşılaştırmak amaçlanmıştır.
Yöntem: Çalışmada, 20 Mart-20 Aralık 2020 tarihleri arasındaki 9 aylık dönemde İzmir ili Gaziemir ilçesindeki COVID-19 olgu temaslısı olan ve saha ekiplerince adreslerinde ziyaret edilip, temaslı takibi başlatılan kişiler incelenmiş ve bu temaslılardan izolasyon sürecindeyken pozitifleşenler belirlenmiştir. Çalışma için önce Sağlık Bakanlığı Bilimsel Araştırma Platformu’ndan izin alınmış sonrasında S.B.Ü Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan 25.01.2021 tarih ve 15 2021/01-08 Karar No. ile etik kurul onayı alınmıştır.
Bulgular: Çalışmaya toplam 14.668 temaslı dâhil edildi ve bunlardan 2.841 (%19,4) kişi izlem süreleri içinde COVID-19 pozitif olguya dönüştüğü belirlenmiştir. Temaslı bireylerin 1.544’ü (%20,2) kadın, 1.297’si (%18,5) ise erkek idi. Temaslılarda semptom görülmesi, her bir semptom için ayrı ayrı olarak, olguya dönüşme üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğu saptanmıştır. Pozitif olguyla iş yeri, okul, kışla, yurt, cezaevi ve huzurevi gibi zorunlu ortak alanlarda temas etmiş bireyler diğer ortamlarda temas eden bireylerden 2,63 kat daha fazla oranda pozitif olguya dönüştüğü belirlenmiştir. Yaş, temaslıların olguya dönüşme durumu üzerinde anlamlı bir etkiye sahip idi. Temaslıların yaşı arttıkça daha yüksek oranda pozitif olguya dönüştükleri saptanmıştır.
Sonuç: COVID-19 olgusuyla temas etmiş bireylerin yaş, cinsiyet, temas ettiği ortam, pozitif olguya yakınlığı bu bireylerin COVID-19 olgusuna dönüşümü üzerinde etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu nedenle, temaslı bireylerin bu özelliklerini bilmek COVID-19 olgusuna dönüşümü açısından kimlerin daha yüksek riske sahip olduğunu tahmin etmemize yardımcı olabilecektir. Toplum sağlığı açısından da bu özelliklerin belirlenmesi, COVID-19 hastalığının bulaş özellikleri ve yayılma dinamiğini anlamamızda yaşamsal bir öneme sahiptir. Bu durum, COVID-19 ile ilgili olarak alınacak önlemlerin belirlenmesi ve salgının kontrol altına alınmasında daha etkili kararlar alınmasını sağlayabilir.