Amaç: Ruhsal liderlik, çalışanların manevi gereksinimlerini karşılayarak hem birbirleriyle hem de bir parçası oldukları organizasyonla bağı güçlendirmeyi ve bu yolla verimliliği arttırmayı amaçlayan bir liderlik modelidir. Tükenmişlik sendromu ise özellikle insanlarla yüz yüze çalışan kişilerde ortaya çıkan, hizmet kalitesi ve verimlilikte azalmaya neden olan bir kavramdır. Çalışmada dâhili ve cerrahi bilimler uzmanlık öğrencilerinde ruhsal liderlik ve tükenmişlik durumu arasındaki ilişki değerlendirilmiştir.
Gereç ve Yöntem: Çalışmamıza 01.10.2020 ve 01.12.2020 tarihleri arasında bir eğitim ve araştırma hastanesinde görev yapmakta olan, çalışmamıza katılmaya gönüllü 206 uzmanlık öğrencisi dâhil edilmiştir. Çalışmamız kesitsel prospektif bir anket çalışmasıdır. Araştırmaya katılan bireylere 12 sorudan oluşan katılımcı bilgi toplama formu, 21 sorudan oluşan Ruhsal Liderlik Ölçüm Aracı (RLÖA), 22 soru ve üç bölümden oluşan Maslach Tükenmişlik Ölçeği (MTÖ) uygulanmıştır. İstatistiksel analiz ve hesaplamalar için IBM SPSS Statistics 21.0 kullanılmıştır. İstatistiksel anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak kabul edilmiştir.
Bulgular: Çalışmaya katılan bireylerin %60,2’si kadın, %39,8’i erkektir. Yaş ortalaması 28,07±1,86 yıldır. Bireylerin ana branş dağılımına baktığımızda %53,4’ü dâhili bilimler, %46,6’sı cerrahi bilimler branşındadır. RLÖA genel puan ortalamasının 55,43±16,62, MTÖ duygusal tükenmişlik bölüm puan ortalamasının 22,76±6,99, duyarsızlaşma bölüm puan ortalamasının 9,81±3,56 ve kişisel başarı puan ortalamasının ise 18,81±4,16 olduğu belirlenmiştir. Dâhili bilimler uzmanlık öğrencileri ile cerrahi bilimler uzmanlık öğrencileri arasında RLÖA’de ve MTÖ’nün alt ölçeklerinden duygusal tükenmişlik ve duyarsızlaşma ölçekleri yönünden anlamlı fark saptanmamıştır. Ancak, kişisel başarı puanı cerrahi bilimlerde dâhili bilimlere göre anlamlı yüksek bulunmuştur. Çalışmada, RLÖA ile MTÖ tükenmişlik ve duyarsızlaşma arasında negatif, kişisel başarı ölçeği pozitif yönlü anlamlı bir ilişki saptanmıştır.
Sonuç: Elde edilen verilere göre ruhsal liderlik modelinin benimsenmesi ile tükenmişlik sendromu düzeyinin azaltılabileceği tespit edilmiştir. Bu nedenle sağlık kurumlarında görev yapan tüm çalışanlara ruhsal liderlik ve tükenmişlik sendromu ile ilgili eğitim verilmesi, özellikle kurumlardaki yöneticilerin ruhsal liderlik modelini benimsemesi uygun olabilir. Ruhsal liderliğin sağlık çalışanları üzerine etkisini inceleyen daha fazla sayıda çalışmaya ihtiyaç vardır.
Aim: Spiritual leadership is a leadership model which aims to improve productivity by meeting the spiritual needs of workers that both strengthen the connection with the other workers and the organization that the workers are the part of it. On the other hand, burnout syndrome is a concept which occurs especially in people who work face to face with other people that causes a decrease in both productivity and service quality. In the research, it is aimed to evaluate the relation comparatively between the terms spiritual leadership and burnout syndrome among the residents in the internal and surgical sciences.
Material and Method: 206 medical residents who work at the training and research hospital between the dates 10.01.2020 and 12.01.2020 were voluntarily included in the study. Our study is a prospective, cross-sectional survey study. A participant information form consists of 12 questions, Spiritual Leadership Measurement Tool (SLMT) which consists of 21 questions, Maslach Burnout Index (MBI) consists of 3 subscales and 22 questions. IBM SPSS Statistics 21.0 program was used for statistical analysis and calculations. Statistical significance level was accepted as p<0,05.
Results: 60,2% of the individuals who attended to the research are women, while 39,8% are men. The age average is 28,07±1,86. When the main branch distribution is considered, 53.4% are interior sciences while 46,6% are surgical sciences. The mean SLMT score was 55,43±16,62, MBI’s mean emotional exhaustion score was 22,76±6,99, depersonalization score was 9,81±3,56, and personal accomplishment was 18,81±4,16. Personal accomplishment scores were found to be significantly higher in surgical sciences than in internal sciences. In the study, a negative correlation was detected between SLMT and MBI emotional exhaustion and depersonalization scale, and a positive correlation with the personal accomplishment scale.
Conclusion: Due to the obtained data, it is determined that with the actualization of spiritual leadership model the level of burnout syndrome can be reduced. Hence; It may be appropriate to provide training on spiritual leadership and burnout syndrome to all employees working in health institutions, and especially for managers in institutions to adopt the spiritual leadership model.